Mey hah-u gul efşan kun ezdehr çi micuyi
İn guft sehergeh gul bülbül tu çi miguyi
G.495/1 می خواه و گل افشان كن از دهر چه میجویی / این گفت سحرگه گل بلبل تو چه میگویی
G.495/2 مسند به گلستان بر تا شاهد و ساقی را / لب گیری و رخ بوسی می نوشی و گل بویی
G.495/3 شمشاد خرامان كن و آهنگ گلستان كن / تا سرو بیاموزد از قد تو دلجویی
G.495/4 تا غنچه خندانت دولت به كه خواهد داد / ای شاخ گل رعنا از بهر كه میرویی
G.495/5 امروز كه بازارت پرجوش خریدار است / دریاب و بنه گنجی از مایه نیكویی
G.495/6 چون شمع نكورویی در رهگذر باد است / طرف هنری بربند از شمع نكورویی
G.495/7 آن طره كه هر جعدش صد نافه چین ارزد / خوش بودی اگر بودی بوییش ز خوش خویی
G.495/8 هر مرغ به دستانی در گلشن شاه آمد / بلبل به نواسازی حافظ به غزل گویی
- Gül, seher çağı şu sözleri söyledi: Şarap iste, gülleri saç, felekten ne şikâyet edip durur, ne istersin? Ey bülbül, sen ne diyorsun?
- Gül bahçesine git, orada otur da güzelin dudağını em, sakinin yanağını öp, şarap iç, gül kokla!
- Sevgili, şimşad boyunla salın, gül bahçesine doğru yürü de selvi, boyundan gönül alma tarzını öğrensin!
- Ey râna gül fidanı, bakalım, gülümseyen koncan kimi devlete erdirecek; kimin için boy atmakta, kimin için yetişip gelişmedesin!
- Güzellik mumu rüzgâr uğrağı olan bir yerdedir, bir nefeste sönüp gider. Kendine gel de iyilik sermayesiyle bir hüner elde et!
- Bugün alışveriş pazarın revaçta, alıcılar kaynaşıp duruyor... ticaret etmeye bak, iyilik sermayesiyle bir hazine elde et!
- Her büklümü yüzlerce Çin miskine değen o saçların güzel huydan da bir nasibi olsaydı ne hoş olurdu!
- Her kuş padişahın gülşenine bir nağmeyle geldi: Bülbül şakıyarak, Hafız dualar ederek!
[CDXXXIX]