Gazel 016 - خمی که ابروی شوخ تو در کمان انداخت

 G.16/1  خمی كه ابروی شوخ تو در كمان انداخت / به قصد جان من زار ناتوان انداخت

G.16/2  نبود نقش دو عالم كه رنگ الفت بود / زمانه طرح محبت نه این زمان انداخت

G.16/3  به یك كرشمه كه نرگس به خودفروشی كرد / فریب چشم تو صد فتنه در جهان انداخت

G.16/4  شراب خورده و خوی كرده می‌روی به چمن / كه آب روی تو آتش در ارغوان انداخت

G.16/5  به بزمگاه چمن دوش مست بگذشتم / چو از دهان توام غنچه در گمان انداخت

G.16/6  بنفشه طره مفتول خود گره می‌زد / صبا حكایت زلف تو در میان انداخت

G.16/7  ز شرم آن كه به روی تو نسبتش كردم / سمن به دست صبا خاك در دهان انداخت

G.16/8  من از ورع می و مطرب ندیدمی زین پیش / هوای مغبچگانم در این و آن انداخت

G.16/9  كنون به آب می لعل خرقه می‌شویم / نصیبه ازل از خود نمی‌توان انداخت

G.16/10  مگر گشایش حافظ در این خرابی بود / كه بخشش ازلش در می مغان انداخت

G.16/11  جهان به كام من اكنون شود كه دور زمان / مرا به بندگی خواجه جهان انداخت


LIV

Şuh kaşının kurduğu yay, bu kudretsiz âşıkın helaki için kurulmuş, onunla benim canıma kastetmekte.

Şarap için terleyerek bahçeye ne zaman gittin ki, bu güzelliğin erguvanı ateşe verdi.

Nergis, kendini beğendi de bir işvelendi; gözün bundan dolayı onun rağmına cihana yüzlerce fitne saldı.

Senin yüzüne benzettim diye, seher çağı da hemen sabah rüzgârının eliyle ağzıma toprak saçtı.

Menekşe büklüm büklüm turralarını düğümlerken, seher yeli zülfünün hikâyesini ortaya koydu.

Ben bundan önce zahittim; ne şarap görmüştüm, ne çalgı duymuştum. Fakat meyhane sakilerinin havası, beni ona da düşürdü, buna da.

Şimdi lal renkli şarapla hırkamı yıkayıp duruyorum. Fakat ezeli nasibi yıkayıp arıtmaya imkân mı var?

İki cihanın da nakşı yokken, aşk ve muhabbet şivesi vardı. Zamane, sevgi âdetini ortaya şimdi atmadı ki.

Hafız'ın açılıp gelişmesi, herhalde muğların şarabından harap olmaktadır, ezeli takdir böyle.

* Zaman, beni Cihan Hâcesi'nin kulluğuna saldı. Anladım ki, artık âlem muradımca dönecek.


Hami ki ebru-yı suh-ı tu der keman endaht 

Be kasd-ı can-ı men-i zar-ı natevan endaht

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder