Şukufteşud gul-i hamra vu keşt bulbul mest
Sala-yi serhoşi ey sufiyan-ı bade-perest
G.25/1 شكفته شد گل حمرا و گشت بلبل مست / صلای سرخوشی ای صوفیان باده پرست
G.25/2 اساس توبه كه در محكمی چو سنگ نمود / ببین كه جام زجاجی چه طرفهاش بشكست
G.25/3 بیار باده كه در بارگاه استغنا / چه پاسبان و چه سلطان چه هوشیار و چه مست
G.25/4 از این رباط دودر چون ضرورت است رحیل / رواق و طاق معیشت چه سربلند و چه پست
G.25/5 مقام عیش میسر نمیشود بیرنج / بلی به حكم بلا بستهاند عهد الست
G.25/6 به هست و نیست مرنجان ضمیر و خوش میباش / كه نیستیست سرانجام هر كمال كه هست
G.25/7 شكوه آصفی و اسب باد و منطق طیر / به باد رفت و از او خواجه هیچ طرف نبست
G.25/8 به بال و پر مرو از ره كه تیر پرتابی / هوا گرفت زمانی ولی به خاك نشست
G.25/9 زبان كلك تو حافظ چه شكر آن گوید / كه گفته سخنت میبرند دست به دست
XLVII
- Kızıl gül açıldı, bülbül sarhoş oldu, feryada başladı. Ey şaraba tapan sofiler, sarhoşluğa salâ!
- Sağlamlıkta taş gibi görünen tövbeye bir bak, ne tuhaf; sırça bir kadeh nasıl da onu kırıverdi!
- Şarap getir, istiğna makamında padişah, yoksul... ayık, sarhoş hepsi birdir.
- Mademki bu iki kapılı evden göçmek zaruri; yaşayış çardağı, yiyim kemeri ha yüksek olmuş, ha alçak!
- Dünyada zahmetsiz aşk müyesser olmuyor. Evet, Elest ahdini belaya bağlamışlar.
- Vara yoğa gönül koyup incinme, yüreğini hoş tut. Dünyadaki her kemalin sonu, nihayet yoktur.
- Asaf'ın azameti, yel at, kuş dili... hepsi yele gitti, sahibine hiçbir fayda vermedi.
- Kolum kanadım var diye yoldan çıkma. Menzil oku da bir zamancık yükselir, havada gider; ama sonunda toprağa düşüp kalır.
- Hafız, kaleminin dili nasıl şükredebilecek? Sözlerini elden ele gezdirip duruyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder