Mara zi hayal-i tu çi perva-yı şerabest
Hum gu ser-i hod gir ki humhane herabest
G.29/1 ما را ز خیال تو چه پروای شراب است / خم گو سر خود گیر كه خمخانه خراب است
G.29/2 گر خمر بهشت است بریزید كه بی دوست / هر شربت عذبم كه دهی عین عذاب است
G.29/3 افسوس كه شد دلبر و در دیده گریان / تحریر خیال خط او نقش بر آب است
G.29/4 بیدار شو ای دیده كه ایمن نتوان بود / زین سیل دمادم كه در این منزل خواب است
G.29/5 معشوق عیان میگذرد بر تو ولیكن / اغیار همیبیند از آن بسته نقاب است
G.29/6 گل بر رخ رنگین تو تا لطف عرق دید / در آتش شوق از غم دل غرق گلاب است
G.29/7 سبز است در و دشت بیا تا نگذاریم / دست از سر آبی كه جهان جمله سراب است
G.29/8 در كنج دماغم مطلب جای نصیحت / كاین گوشه پر از زمزمه چنگ و رباب است
G.29/9 حافظ چه شد ار عاشق و رند است و نظرباز / بس طور عجب لازم ایام شباب است
XXII
- Hayalini kurdukça şaraba ihtiyacımız mı var? Küpe, başının çaresine bak, de; meyhane yıkıldı, artık oraya gitmemize lüzum yok.
- Cennet şarabı da olsa yere dökün. Sevgili olmadıkça içilen her tatlı şey, azabın ta kendisi:
- Yazıklar olsun... Sevgili gitti. Ağlayan gözlerimdeki kaşının, gözünün nakşı da ancak su üstüne çizilmiş bir nakıştan ibaret.
- Ey göz, uyan. Bu uyku yerinde, şu daimi sel oldukça emin olmaya gelmez.
- Sevgili, senin yanından apaçık geçip gider, senden gizlenmez. Fakat ağyar görür diye nikap tutunmakta.
- Gül, rengin yanağını latif bir surette terlemiş görünce haset ateşlerine daldı, gönül gamıyla gül suyuna gark oldu.
- Senin yolun ne yoldur, makamın ne makamdır ki, ona nispetle uçsuz bucaksız bir denize benzeyen gök bile serabın ta kendisi.
- Aklımın bucağında nasihat girecek bir yer arama. Bu bucak, çeng ve rebap nağmeleriyle dopdolu.
- Hafız, âşık ve rintse, güzellere hayransa, ne çıkar ki? Birçok tuhaf hal vardır ki, gençlik çağının icaplarındandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder