Gazel 047 - به کوی ميکده هر سالکی که ره دانست

 G.47/1  به كوی میكده هر سالكی كه ره دانست / دری دگر زدن اندیشه تبه دانست

G.47/2  زمانه افسر رندی نداد جز به كسی / كه سرفرازی عالم در این كله دانست

G.47/3  بر آستانه میخانه هر كه یافت رهی / ز فیض جام می اسرار خانقه دانست

G.47/4  هر آن كه راز دو عالم ز خط ساغر خواند / رموز جام جم از نقش خاك ره دانست

G.47/5  ورای طاعت دیوانگان ز ما مطلب / كه شیخ مذهب ما عاقلی گنه دانست

G.47/6  دلم ز نرگس ساقی امان نخواست به جان / چرا كه شیوه آن ترك دل سیه دانست

G.47/7  ز جور كوكب طالع سحرگهان چشمم / چنان گریست كه ناهید دید و مه دانست

G.47/8  حدیث حافظ و ساغر كه می‌زند پنهان / چه جای محتسب و شحنه پادشه دانست

G.47/9  بلندمرتبه شاهی كه نه رواق سپهر / نمونه‌ای ز خم طاق بارگه دانست


LV

Meyhane mahallesine yol bulan yolcu, başka bir kapı çalmanın beyhude ve abes bir düşünce olduğunu anlamıştır.

Zamane, rintlik tacını, ancak âlemdeki yüceliği o taçta bilen kişiye verdi.

* Meyhane eşiğine yol bulan, şarap kadehinden feyzaldı da tekkelerde açılan sırları anladı.

Bizden divaneler ibadetinden başka ibadet isteme. Ne yapalım, şeyhimiz akıllılığı günah saymakta.

Kadehin ağzındaki yazıdan iki âlem sırrını okuyan, Cem'in kadehindeki remizleri, yoldaki izlerden bile anlar.

Gönlüm, sakinin gözünden canının bağışlanmasını dilemedi. Neden mi diyeceksin? Çünkü o; kalbi kara, merhametsiz güzelin âdetini biliyor.

Bahtımın yıldızının tesiriyle gözlerimden seher çağlarında öyle yaşlar aktı, öyle ağladım ki, bu ağlayışı Zühre de gördü, Ay da anladı.

** Kadehin dudağıyla sakinin yüzünü, bir gecelik hilalle ayın on dördü bilen kişinin bakışı, ne hoş bakıştır!

Hafız'ın gizlice şarap içtiğini muhtesib ile şahne şöyle dursun, padişah bile duydu, bildi. 

O padişah, öyle bir derecesi yüce padişahtır ki, dokuz felek eyvanını dîvânhanesinden bir numune saymıştır.


Be kuy-ı meykede her saliki ki reh danist 

Deri diger zeden endişe-i tebeh danist

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder