Gazel 073 - روشن از پرتو رويت نظری نيست که نيست

 G.73/1  روشن از پرتو رویت نظری نیست كه نیست / منت خاك درت بر بصری نیست كه نیست

G.73/2  ناظر روی تو صاحب نظرانند آری / سر گیسوی تو در هیچ سری نیست كه نیست

G.73/3  اشك غماز من ار سرخ برآمد چه عجب / خجل از كرده خود پرده دری نیست كه نیست

G.73/4  تا به دامن ننشیند ز نسیمش گردی / سیل خیز از نظرم رهگذری نیست كه نیست

G.73/5  تا دم از شام سر زلف تو هر جا نزنند / با صبا گفت و شنیدم سحری نیست كه نیست

G.73/6  من از این طالع شوریده برنجم ور نی / بهره مند از سر كویت دگری نیست كه نیست

G.73/7  از حیای لب شیرین تو ای چشمه نوش / غرق آب و عرق اكنون شكری نیست كه نیست

G.73/8  مصلحت نیست كه از پرده برون افتد راز / ور نه در مجلس رندان خبری نیست كه نیست

G.73/9  شیر در بادیه عشق تو روباه شود / آه از این راه كه در وی خطری نیست كه نیست

G.73/10  آب چشمم كه بر او منت خاك در توست / زیر صد منت او خاك دری نیست كه نیست

G.73/11  از وجودم قدری نام و نشان هست كه هست / ور نه از ضعف در آن جا اثری نیست كه نیست

G.73/12  غیر از این نكته كه حافظ ز تو ناخشنود است / در سراپای وجودت هنری نیست كه نیست


LXVI

Yüzünün ziyasından aydınlanmayan bir göz, bir görüş yok. Kapının toprağını, gözüne minnetle çekmeyen bir göz olsun... imkânı mı var?

Nazar ehli, yüzüne bakmada... doğru, fakat bir baş olsun da onda senin zülfünün havası olmasın... buna imkân yok.

Sırrını gizleyemeyen gözyaşlarım kanlarla bulanık akarsa, şaşılacak şey mi? Sırrını faş edenin utanmaması, yaptığına nadim olmaması mümkün mü?

* Rüzgârdan eteğine bir toz konmasın diye geçeceği hiçbir yol yok ki, gözyaşlarımın seliyle sulanmasın!

Zülfünün gecesinden her yerde dem vurmasın diye, hiçbir sabah yok ki, seher yeliyle konuşup çekişmeyeyim.

Ben talihimden incinmekteyim... yoksa zaten senin civarından muradına erişen kişi yok!

Ey ballar, şekerler kaynağı, âlemde bir şeker yok ki, tatlı dudağından utanmasın; suya, tere gark olup erimesin!

* Sırrın açığa vurulması doğru değil... yoksa rintler meclisinde duyulmayan bir şey mi var?

* Aslan bile senin aşk yolunda tilkileşir. Ah bu yoldan... hiçbir tehlike tasavvur edilemez ki, bu yolda bulunmasın!

* Gözyaşlarım, kapının toprağına akmakta... o yüzden sana minnettar. Fakat hiçbir kapı toprağı yok ki, orayı suladığı için gözyaşlarıma yüzlerce defa minnettar olmasın!

* Varlıktan şu kadar bir ad, san var ki, var denmekte... yoksa zayıflıktan bir eseri bile yok mu, yok.

Baştan başa vücudunda hiçbir hüner yoktur ki olmasın. Yalnız cefacı sevgili, şu kadarcık bir şey var: Hafız senden razı değil.


Ruşen ez pertev-i ruyet nazari nist ki nist 

Minnet-i hak-i deret ber basari nist ki nist

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder