Gazel 184 - دوش ديدم که ملايک در ميخانه زدند

 G.184/1  دوش دیدم كه ملایك در میخانه زدند / گل آدم بسرشتند و به پیمانه زدند

G.184/2  ساكنان حرم ستر و عفاف ملكوت / با من راه نشین باده مستانه زدند

G.184/3  آسمان بار امانت نتوانست كشید / قرعه كار به نام من دیوانه زدند

G.184/4  جنگ هفتاد و دو ملت همه را عذر بنه / چون ندیدند حقیقت ره افسانه زدند

G.184/5  شكر ایزد كه میان من و او صلح افتاد / صوفیان رقص كنان ساغر شكرانه زدند

G.184/6  آتش آن نیست كه از شعله او خندد شمع / آتش آن است كه در خرمن پروانه زدند

G.184/7  كس چو حافظ نگشاد از رخ اندیشه نقاب / تا سر زلف سخن را به قلم شانه زدند


CXXVII

Dün gece melekleri gördüm, meyhane kapısını çaldılar; Adem'in balçığını yoğurdular, o balçıktan şarap kadehi yaptılar.

Ben şu toprak yeryüzünde oturduğum halde, gizlilik hareminde, melekut âleminin tertemiz sahasında oturanlar, benimle hemdem oldular, sarhoşçasına şarap içtiler. 

Gök bile emanet yükünü çekemedi de bu işi görmek için kura çektiler; bu divaneye isabet etti!

Yetmiş iki milletin hepsini de mazur gör. Çünkü hakikati görmedikleri için masal kapısını çaldılar!

Şükrolsun, aramız düzeldi, barıştık. Sofiler, buna şükür olarak raks ede ede şarap içmeye koyuldular.

Şulesine mumun bile güldüğü ateşe ateş demezler. Ateş, pervaneyi yakıp kül eden ateşe derler.

Sözün saçı, kalemle taranmaya bağlandığı günden beri hiç kimse Hafız gibi düşünce yüzünden örtüyü açmadı; hiçbir şair onun gibi şiir söyleyemedi.


Duş didem ki melaik der-i meyhane zedend 

Gil-i adem bisiriştend-u be peymane zedend

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder