G.211/1 دوش میآمد و رخساره برافروخته بود / تا كجا باز دل غمزدهای سوخته بود
G.211/2 رسم عاشق كشی و شیوه شهرآشوبی / جامهای بود كه بر قامت او دوخته بود
G.211/3 جان عشاق سپند رخ خود میدانست / و آتش چهره بدین كار برافروخته بود
G.211/4 گر چه میگفت كه زارت بكشم میدیدم / كه نهانش نظری با من دلسوخته بود
G.211/5 كفر زلفش ره دین میزد و آن سنگین دل / در پی اش مشعلی از چهره برافروخته بود
G.211/6 دل بسی خون به كف آورد ولی دیده بریخت / الله الله كه تلف كرد و كه اندوخته بود
G.211/7 یار مفروش به دنیا كه بسی سود نكرد / آن كه یوسف به زر ناسره بفروخته بود
G.211/8 گفت و خوش گفت برو خرقه بسوزان حافظ / یا رب این قلب شناسی ز كه آموخته بود
CXXXV
Dün gece yanakları yalımlı, parıldar bir halde gelmekteydi; bilmem yine nerede, hangi gamlı âşıkın gönlünü yakmıştı?
Âşık öldürme, şehri birbirine katma âdeti bir elbise ki, tam boyuna göre biçilmiş!
Âşıkların canlarını yüzündeki çöreotuna benzer benler sanıyor; sanki yüzünün ateşini bu iş için yakmış.
Zülfünün küfrü, din yolunu kesmekte... o taş yüreklinin yüzü, bir meşale ki, ardını da yakmada, yandırmada.
Bana, seni ağlatıp inleterek öldürürüm, dedi. Ama gördüm ki, gizlice bu gönlü yanık âşıka bakmakta.
Gönül, avucuna bir hayli kan toplamıştı. Fakat göz bu kanları döküp gitti. Allah Allah... kim toplamıştı, kim telef etti?
Sevgiliyi dünyaya bile değişme. Yusuf'u kalp akçeye satan pek o kadar kâr etmedi.
Sevgili, ne hoş dedi, ne hoş: Git Hafız, hırkanı ateşlere yak! Yarabbi, bu kalp ahvalinden anlayışı kimden öğrendi ki?
Duş miamed u ruhsare ber-efruhte bud
Ta kuca baz dil-i gamzedei suhtebud
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder