G.283/1 سحر ز هاتف غیبم رسید مژده به گوش / كه دور شاه شجاع است می دلیر بنوش
G.283/2 شد آن كه اهل نظر بر كناره میرفتند / هزار گونه سخن در دهان و لب خاموش
G.283/3 به صوت چنگ بگوییم آن حكایتها / كه از نهفتن آن دیگ سینه میزد جوش
G.283/4 شراب خانگی ترس محتسب خورده / به روی یار بنوشیم و بانگ نوشانوش
G.283/5 ز كوی میكده دوشش به دوش میبردند / امام شهر كه سجاده میكشید به دوش
G.283/6 دلا دلالت خیرت كنم به راه نجات / مكن به فسق مباهات و زهد هم مفروش
G.283/7 محل نور تجلیست رای انور شاه / چو قرب او طلبی در صفای نیت كوش
G.283/8 به جز ثنای جلالش مساز ورد ضمیر / كه هست گوش دلش محرم پیام سروش
G.283/9 رموز مصلحت ملك خسروان دانند / گدای گوشه نشینی تو حافظا مخروش
CCXC
Seher vakti gayb hatifinden kulağıma şu müjde çalındı: Zaman, Şah Şuca'nın zamanı... şarabı pervasızca iç!
Nazar ehlinin ağızlarında bin türlü söz, fakat dudakları yumulmuş bir halde bir bucağa çekildikleri devir, geçti artık!
Gizlemekten gönlümüzün çömlek gibi kaynadığı maceraları, artık çeng sesleriyle söyleyip ilan edelim.
Muhtesibden korkup evlere sığınmış olan şarabı, sevgilinin yüzüne bakarak aşikâre ve “afiyetler olsun” naralarıyla içelim!
Şehrin imamı sırtında seccade taşıyordu ya... dün gece meyhane sokağından omuzlamışlar... öyle götürüyorlardı.
Gönül, sana kurtuluş yoluna bir delalet edeyim. Bir hayırda bulunayım, dinle: Günahla övünme. Fakat zahitlik de satma!
Padişahın aydın rey ve tedbiri tecelli nuruna mazhardır. Onun yakınlığını istiyorsan, niyetini sağlamlaştır da öyle çalış!
Gönlün, onun ululuğunu övmeden başka bir şeyi vird edinmesin. Çünkü onun gönül kulağı, memleketin harabelerine mahremdir, gönüllerdekini duyar.
Memleketi idare işini padişahlar bilir. Hafız, sen bir bucakta oturan yoksulun birisin... coşma, kendine gel!
Seher zi hatif-i gaybem resid mujde be-guş
Ki devr-i Şah Şuca'est mey dilir binuş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder