G.291/1 ما آزمودهایم در این شهر بخت خویش / بیرون كشید باید از این ورطه رخت خویش
G.291/2 از بس كه دست میگزم و آه میكشم / آتش زدم چو گل به تن لخت لخت خویش
G.291/3 دوشم ز بلبلی چه خوش آمد كه میسرود / گل گوش پهن كرده ز شاخ درخت خویش
G.291/4 كای دل تو شاد باش كه آن یار تندخو / بسیار تندروی نشیند ز بخت خویش
G.291/5 خواهی كه سخت و سست جهان بر تو بگذرد / بگذر ز عهد سست و سخنهای سخت خویش
G.291/6 وقت است كز فراق تو وز سوز اندرون / آتش درافكنم به همه رخت و پخت خویش
G.291/7 ای حافظ ار مراد میسر شدی مدام / جمشید نیز دور نماندی ز تخت خویش
CCLXXXI
Şehirde bahtımızı denedik. Helak vadisinden pılı pırtımızı çekip gitmeliyiz.
Nice demdir elimi ısırıp ah etmekten parça parça olmuş tenimi, gül gibi ateşlere yaktım, yandırdım.
Dün gece duydum, bir bülbül ne güzel şakımaktaydı; gül de dalında kulağını açmış, dinliyordu.
Bülbül diyordu ki: Ey gönül, şad ol. Huyu sert olan sevgili, talihi, mazhariyeti yüzünden çok elemlere düşer, ıstıraplar çeker.
İster misin, âlemin iyisi, kötüsü sana dokunmasın... kötü ahitleri bırak, sert sözleri terk et.
* Sevgili, ayrılığından ve gönlümdeki yanıştan bütün malımı, canımı ateşlere atmanın tam zamanı!
Hafız, eğer insan daima muradına erişse ve elindekini kaybetmeseydi, Cemşid de tahtından olmazdı.
Ma azmudeim derin şehr baht-ı hiş
Birun keşid bayed ezin varta raht-ı hiş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder