G.490/1 در همه دیر مغان نیست چو من شیدایی / خرقه جایی گرو باده و دفتر جایی
G.490/2 دل كه آیینه شاهیست غباری دارد / از خدا میطلبم صحبت روشن رایی
G.490/3 كردهام توبه به دست صنم باده فروش / كه دگر می نخورم بی رخ بزم آرایی
G.490/4 نرگس ار لاف زد از شیوه چشم تو مرنج / نروند اهل نظر از پی نابینایی
G.490/5 شرح این قصه مگر شمع برآرد به زبان / ور نه پروانه ندارد به سخن پروایی
G.490/6 جویها بستهام از دیده به دامان كه مگر / در كنارم بنشانند سهی بالایی
G.490/7 كشتی باده بیاور كه مرا بی رخ دوست / گشت هر گوشه چشم از غم دل دریایی
G.490/8 سخن غیر مگو با من معشوقه پرست / كز وی و جام میام نیست به كس پروایی
G.490/9 این حدیثم چه خوش آمد كه سحرگه میگفت / بر در میكدهای با دف و نی ترسایی
G.490/10 گر مسلمانی از این است كه حافظ دارد / آه اگر از پی امروز بود فردایی
CDXXXVI
Bütün muğ mabetlerinde benim gibi bir şeyda yok: Hırka bir tarafta şaraba rehin olmuş, defter bir yanda!
Gönül, padişahın aynası, ama tozlanmış. Tanrı'dan tedbiri isabetli ve aydın birisiyle arkadaşlık etmek istiyorum.
Bir daha meclisi bezeyen bir güzel olmadıkça şarap içmeye şarap satan dilberin huzurunda tövbe ettim.
Eteğime, gözümden dereler, ırmaklar akıttım. Belki kucağıma bir suna boylu selvi dikerler!
Getir şarap gemisini... sevgilinin yüzü olmadıkça gözümün her köşesi gönül gamından bir deniz kesildi.
Bu hikâyeyi belki mum, dile getirir. Yoksa pervanenin söz söylemeye meyli yok!
Nergis, gözünün şivesinden bahsettiyse, incinme. Nazar ehli, bir körün ardına düşmez ya.
Seher çağı meyhane kapısında bir Hıristiyanın tefle, neyle söylediği şu söz ne kadar hoşuma gitti:
Eğer Müslümanlık Hafız'ın Müslümanlığı ise, vay bugünün ardında bir yarın varsa, vay!
Der-heme deyr-i mugan nist çü men şeydayi
Hırka cayi girov-i bade vu defter cayi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder